ðóáðèêå "×èòàåì ïî-òóðåöêè" áóäóò íàõîäèòñÿ ðàññêàçû, êîòîðûå âû ìîæåòå ÷èòàòü ïðÿìî íà ôîðóìå
Ãëàâà 1
'' Hatıralar Canlanır, Dünlerin yatağında.''
Güneş yeni bir sabaha merhaba diyordu.Bahar hiç bu kadar sevinçli olmamıştı geldiğine.Çiçekler, böcekler eşliğinde ahenkle dans ediyordu usanmazcasına.Kırlardaki coşku, sevdaların habercisiydi yine.Gökyüzü mavi showlarından birini daha sunuyordu güne.Yağmurların aşkı, rüzgarların merakı olan bir gencin hikayesi bu günün altında sürmekteydi.
Rallen 22 yaşında genç bir delikanlıdır. Kanı delidir ama yüreği ondan delidir.Kızıl saçları kısık gözlerini gölgeler.
Orta-tıknaz bir boya sahip Rallen'in,Hafif toplu ama yıllara meydan vermeyecek bir olgunluğa sahip vücudu vardır.Gözleri ela, bakışları her aşkın içine sinecek kadar kuvvetlidir..En sevdiği renk turkuaz, en sevdiği sayı 3 ve en sevdiği şeyde yağmurdur.Rallen Stuttgarta baglı Ludwigsburgun bir köyü olan Offenbachta yaşamaktadır.Frankfurt’un hemen dibi olan bu tatlı yerleşim yeri, Frankfurt’tan biraz daha ufak ve daha sakin bir yapıya sahiptir.
Rüzgarda ellerini iki yana açıp o güce karşı koymayı hep sevmiştir Rallen.Henüz genç yaşta olmasına rağmen çok olaylar yaşamıştır.Tek yaşamadığı bir şey vardır bu yaşına kadar, o da ''AŞK''.
Annesini henüz 3 yaşında iken kaybeden bu ela gözlü rüzgar savaşçısı delikanlı, babası ile kendilerine ait bir evde yaşamaktadırlar.
Rallen ortaokuldan sonra (maddi durum yüzünden) okumayı bırakmıştır.Babası Demir ocaklarında, metallerin ateşle dans ettiği bir iş yerinde,iş kazasına maruz kalarak bir kolunu kaybetmiş ve malülen emekliye ayrılmıştır. Rallen, küçükken günlerinin bir çoğunu uçurtmalarla baş göz olup geçirmişti.Şuan artık bir amaca yönelmiş ve bir seyahate karar vermiştir.Rallen'in gayesi; Hep ilgisini çektiği rüzgarın, daha ona neler getireceğini ve nelere kadir olduğunu araştırmaktır.Küçükken yaptığı uçurtmaların enerjisi olan o esrarlı hava hep merakını cezp etmiştir. Bu konuyu babasına açan Rallen, çok güzel bir sürprizle karşılaşır.Babasının, ''Herwez'' adında Frankfurt meteoroloji merkezinde çalışan bir arkadaşı vardır.Rallen'e onun yanına bir süre gönderebileceğini ve merakını gidermesinde kendisine yardımcı olabileceğini söyler.Rallen bu sürprizden çok hoşnut olduğu gibi, içini de sıcak bir heyecan kaplar.Hemen hazırlıklarını yapıp en kısa zamanda yola koyulur.
***
Rallen, babasının tek çocuğudur.Annesi iki kez düşük yapmış ve hastalıklı bir hayat sürmüştür.Rallen'in 3 yaşına bastığı günün arifesinde bir yolculuğa çıkmaya karar verirler ve ertesi gün kendi arabaları ile yaptıkları kazada, Annesi ağır yaralanır.Hastaneye kaldırılan Rallen'in annesi kazadan 2 saat sonra hayatını kaybeder.Ölüm meleği, annesini 40 yaşında hayattan koparırken, hayat Rallen'e 3. yılını bağışlamaktadır.
Babası hafif sıyrıklarla kurtulmuştur.Rallen ise arka koltukta emniyet kemerinin etkisiyle hayatta kalabilmiştir.O günden bu yana Babası değil yeni bir araba almayı, hayatının geri kalan kısmında arabaya binmeyi ve araba sürmeyi bile yasaklamıştır kendisine.Çünkü sevdiği kadını bir kazada kaybeden ve direksiyonda kendisi olduğu için kendisini suçlu gören Rallen'in babası psikolojik durumdan ötürü bu kararda iddialıdır.
Dolayısıyla Rallen, şehire 1 saat arayla giden minibüslerden birine atlayıp Frankfurt’a varmak için adımlarına başlar..
Yanına,İçinde bir kaç eşya ve çamaşır olan çanta almıştır. Puslu, bir o kadarda hayat kokan bir nisan ayıdır.Hava bahara inat edercesine soğumuş ve ilikleri titreten bir role bürünmüştür.Rallen'i, Frankfurt'a daha doğrusu merakının merkezine, hayallerinin odağına götüren minibüs bir kaç adım ötesinde durmuş sanki Rallen'i beklercesine kısa kısa ara gazları vermektedir..Rallen'in annesinden kalma etrafı gümüş grisiyle kaplı saati 08:32'yi gösterirken.
..ve Rallen minibüse biner..
Rallen'in hayallerine yolculuğu başlamıştır artık. Rallen için, havanın kararması, ilikleri esir alan, baharı şaşırtan o soğuk bile bu yolculuğa engel değildir.Yaklaşık yarım saat sonra Minibüs Frankfurt’a, usulca manevralarla varır.Babasının arkadaşı, Rallen'i bir bankta elinde bugünün gazetesi ile beklemektedir.Rallen minibüsten iner ve adama doğru yaklaşır.Adam direk söze girerek;
- Sen Rallen olmalısın.
(Bundan sonraki bazı kısımlar Romanın karakterleri ağzından aktarılacaktır)
Babamın arkadaşı olduğunu düşündüğüm adamın sorusuna biraz geçte olsa cevap verdim:
- Evet bayım.
Adam uzun boylu, kır saçlı, siyah gözlü Kırklı yaşlarında birisidir.Akşam üstünün o soğukluğuna aldırış etmezcesine ince bir gömlek vardır üzerinde.Elindeki gazeteyi banka bırakarak elini uzatır;
- Memnun oldum Rallen. Bende Herwez Jozeques.
Hafif bir tebessümle tokalaştım adamla ve içimdeki gerçekleşme arifesine gelmiş hayallerimin ısısıyla artık üşümüyordum da.Herwez amca diye mi hitap etsem acaba diye içimden geçirirken, bir ses böldü düşüncelerimi;
- Karnın aç mı? Yakında bir lokanta var.Enfes yemekleri vardır.İstersen güzel bir akşam yemeği ziyafeti verelim ne dersin?
Adamın, babacan ve iyi bir aile babası tavrının yanı sıra, sempatizan hareketleri, samimiliği içime sinmiş ve güvenimi ısıtmış olmalı ki artık Herwez amca demeği kararlaştırmıştım.
- Peki Herwez amca.
***
Rallen, Herwez ile güzel bir akşam yemeği yer. Artık güneş etkisini ışığı ile beraber tamamen kaybetmiş ve soğukluk vefasızca acımasızlığını daha da arttırmış, Hain bir hal almıştır.
Sanki bir kış ayında akşam yemeği yemişçesine, Lokantanın elektrikli sobası eşliğinde lokmalarını yudumladılar ve Herwez, karnının doymasıyla iştahla bir sigara yakar. Jelatininden kurtardığı yaldızlı sigarasını dede mirası çakmağı ile yakarak söze girişir, anlatmaya başlar;
- Rallen, belki baban anlatmıştır benim hakkımda bir şeyler. Ben meteoroloji merkezinde çalışmaktayım.Duyduğum kadarıyla rüzgarlara aşırı bir ilgin varmış.Tam adresindesin ufaklık.Benim bölümümde de yağışlardan çok rüzgarları takip ediyorlar.Bilirsin, hava durumu için gerekli bir kaç malzeme vardır.
Bulutların yönü, hızı, yağışların miktarı, uzunluğu vs.. gibi. İşimize en büyük ölçüde yardımcı olan etken rüzgardır.Eğer bir meteorolojist olarak, rüzgarı iyi tanır, onun neler yapabileceğini kestirebilirsen hava durumunu oluşturman içten bile değildir.Çünkü Bulutların hareketlerinden, yağışların oluşmasına kadar bir çok olayda rol oynamaktadır bu gizemli hava akımları.
Dolayısıyla benim yanımda, merak ettiğin o hava akıntısı hakkında çok şeyler görecek ve öğreneceksin.Bende sana bu konuda yardımcı olmaktan son derece mesut hissedeceğim kendimi.
Herwez'in sözleri bir müddet sonra, Rallen'in kulaklarında buğulanmaya, yankılanmaya başlamıştır.Çünkü konuşma, konular uzadıkça zaman almaya başlamış ve saat 22:00'yi geçmiştir.Yolculuk öncesi minibüsü kaçırmamak için erken kalkan Rallen, uykunun ellerine mahkum olmak üzeredir.Herwez bu durumu sezer ve sözlerini en tatlı yerinde bir bıçak darbesi gibi yarıda keserek;
- Rallen sanırım epey yorgunsun. Malum yol yorgunluğu. Hadi seni kalacağın otele bırakayım.Ben hayatımın anlamı olan güzeller güzeli bir kızımla birlikte yaşıyorum istersen evimde, bizimle birlikte de kalabilirsin.Karar senin.
Rallen uykunun etkisinden bir an olsun sıyrılarak;
- Fark etmez efendim. Siz nasıl uygun görürseniz öyle olsun.Ben yurtta da kaldım bir zamanlar.Otelde yalnız başıma sabahlamak pek problem olmaz benim için.
Herwez genç delikanlının sözüne kulak vererek ve son anını yaşayan sigarasından bir nefes daha çekip kül tablosunu gıdıkladı.Lokantadan ayrıldılar.Herwez, Rallen'i kalacağı otele bırakıp, sabahleyin görüşecekleri yeri bildirip vedalaştı..
Rallen'in kafasında bir düşünce hakim olur.Herwez amca dediği adamda, babası gibi eşinden yoksun bir hayat sürmektedir.Ya ayrılmışlar yada onu kaybetmiş diye içinden tahminlerde bulunurken, artık uykusu onu tamamıyla hakim alma moduna girmiştir.
Kızıl saçlı, cevher yürekli genç adam yatağa bırakıverir kendini.Gözkapakları, sanki hiç sabah olmasını istemezcesine inmek için sabırsızlanmaktadır.
Sabah uyandığımda, saat 7:20'yi gösteriyordu.Yorgun olmama rağmen erken uyanmış sayılırdım.Aniden gözüme yatağın sol tarafında duran, koyu kahverengi ahşap sehpanın üzerindeki kitap ilişmişti.Dikkatimi çeken tarafı kitabın başlığı idi.''Gümüş Küller'' Benden önce bu oda da kalan biri unutmuş diye düşündüm.Kitabın ismi ilgimi çekse de okuyacak pek vaktim yoktu. Herwez amca ile buluşacağımız otel lobisine inmem gerekiyordu.Bugün yapacak çok işimiz vardı ve her şey yeni başlıyordu benim için.Uçurtmalarıma yön ve kuvvet veren Rüzgarın deliliğini ölçenlerin yanına gitmek için sabırsızlanıyordum.
Otelin lobisine indim.Sol tarafta, suni maddeden yapılmış akasya süslerinin altındaki koltuklarda Herwez amcayı gördüm.Yanında da genç bir kız oturuyordu.Kızın yüzünü elinde okumuş olduğu ve yüzüne bir siper gibi çektiği dergiden ötürü görememiştim henüz.Rutin adımlarla yanlarına yaklaştım:
- Merhabalar.
Sesimi duyar duymaz, Kızın yüzünde sanki siper vazifesi gören dergi bir anda çekilmişti.Gördüklerim, hayatımda gördüğüm en güzel kız tercümesini yapmaktaydı bana.
Rallen, gördüğü güzellik karşısında içindeki fırtınaların kıvılcımlarını bile hissetmemişti baştan.Herwez'in biriciğim dediği, hayatının baharını yudumlayan, 18 yaşındaki kızı, Rallen'in gözlerinin içine bakmaktaydı.Sarı saçlı, mavi gözlü ve bakışları dünyadaki bütün ceylan gözlerinin karışımından oluşmuş bir melek endamıydı sanki.
Herwez sanki bir rüyayı bölercesine, yaşlı titrek sesi ile:
-Hoş geldin Rallen.Umarım iyi bir uyku çekmişsindir.Biliyorsun bugün yapacağımız çok şey var.
Rallen, gözlerini bir an olsun kızdan ayırmadan, güya Herwez amcasını dinliyormuş gibi dudak altından tebessümler döktürüyordu.
Adam Rallen'în dalgınlığını görmüş olmalı ki usanmadan, ikinci kez söze girerek:
- Ha bak bu kızım Linda. Linda buda Rallen. Samimi bir arkadaşımın oğludur.
Linda isimli, meleklerin hamuruyla yoğrulmuş kız ilk kez suskunluğunu bozarak:
- Memnun oldum Rallen, günaydın.
Rallen'in, hayatında duyduğu en tatlı günaydındı bu.
Ïðîäîëæåíèå ñëåäóåò...